top of page

İnovasyon: Kliniklerde dönüşümün anahtarı

  • Yazarın fotoğrafı: Mehmet Büyüktortop
    Mehmet Büyüktortop
  • 16 Şub 2021
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 30 Kas 2021

İnovasyon nedir? Kliniklerde inovasyon yapılabilir mi? İnovasyonla ilgili doğru bilinin yanlışlar neler? İnovasyon yapmadan ayakta kalabilmek mümkün mü? Dönüşümün anahtarı inovasyon konusunu klinikler açısından inceledik. Bu yazımızın konusu "Klinik'te İnovasyon Süreci"


Dünyamızda en önemli, en büyük şirketlerin yaşam ömürleri her geçen sene içerisinde biraz daha kısalıyor. Değişime ayak uyduramayan işletmeler hızlı dünyaya tutunmakta daha da zorlanıyorlar.


Faaliyet alanımız kliniklerde de bu durum benzerlik gösteriyor. Son birkaç yılın hızlı trendi olarak peş peşe açılan klinikler koşullara uyum sağlama becerisi bakımından oldukça eksik kalmış durumdalar. Hayatta kalabilmenin yolu artık daha güçlü olmak değil, değişen koşullara uyum sağlamak ile mümkün. Bu uyumu sağlamak için de kliniklerimizin kendilerini yenilemeleri, en başta da zihinsel anlamda bir dönüşüm geçirmeleri gerekiyor.


İnovasyon her platformda çok tartışılan ancak net olarak anlaşılamayan bir konu olarak hayatımızda yer alıyor. Kliniklerimiz “Biz inovasyon yapabilir miyiz? Nasıl inovasyon yaparız? Mevcut şartlarımız ve ekibimizle inovasyon mümkün mü?’’ gibi pek çok soru sorup işe nereden ve nasıl başlayacaklarını bilemiyorlar.


İnovasyon nedir?

İnovasyon en basit tanımıyla zamana ayak uydurmaktır. Bugün zaman çok hızlı akıyor. 10 yıl önce bir kliniği başarılı kılacak şeyler, bugün o kliniğin iflas etmesine neden olabiliyor. Bu doğrultuda zamana ayak uydurmak, esnek olmak ve uyum sağlayabilmek inovasyonun temel unsurlarıdır.


İnsanlara fayda sağlayabilecek her yenilik, her olumlu değişim bir inovasyondur. İnovasyon, bir şeyler icat etmeyi değil yeni değerler yaratmayı hedefler. Başarılı inovasyonların kilit noktası insanların sorunlarını çözebilmesidir. İcatlara dayanan inovasyon çok nadir görülen bir durumdur.


İnovasyon, yeni ürün geliştirmekten, ziyaret sonrası hizmete kadar her alanda yapılabilir. Kliniğin her fonksiyonunda, değer zincirinin her aşamasında inovasyon yaparak kliniğin daha verimli, daha faydalı işler yapması mümkündür.


Dönüşümün Anahtarı: İnovasyon


Günümüzde talep her geçen gün daralıyor. Rekabet yoğun bir şekilde artarken kârlılık aynı oranda düşüyor. Peki değişen koşullara uyum sağlamak için neler yapılabilir? Daha farklı bir reaksiyon nasıl gösterilebilir?



Bu konuda gelişime geçmişten gelen, önceki kuşaklardan gördüğünüz ve nedenini bilmediğiniz davranışlardan vazgeçerek başlayabilirsiniz. Nedenini bilmediğiniz klişelerden kurtulmak büyük bir adımdır. İlk adımı bu şekilde atmış olabiliriz.


Onlarca yıllık deneyimi çöpe atmaktan mı bahsediyoruz?


Tam olarak böyle olmasa da üzülerek belirtmeliyiz ki bir bakıma sözlerimizden bu anlam çıkartılabilir. Nedenine gelince iş yaptığımız insanlar artık geçmişten gelmiyorlar. Yeni neslin, yeni kuşağın ihtiyaçları, beklentileri tamamen farklılaşmış ve öznel durumda bulunuyor. Temelinde insan olmayan hiçbir şeyin yaşama şansı ne yazık ki bulunmuyor. Yeni nesli anlayıp, onların ihtiyaçlarına ve beklentilerine doğru bir şekilde cevap vererek başlamak, en akılcı seçenek olarak önümüze çıkıyor.


İkinci olarak düşünmemiz gereken konu “yeni koşulları anlamak, bu koşullara uyumlu bir iş planı” oluşturarak inovasyon çalışmamıza devam edebiliriz.



Daralma dönemlerinin ilk akla gelen konularından birisi de küçülmedir. Bu konuda karşılaştığımız en büyük savunma tezi: “Daha ne kadar küçülebilirim ki?” Bu cümle obezite sorunu ile boğuşan birinin savunmasından inanın hiç farklı değil.

Sadece diyet yapmakla zayıflanamayacağı gibi sadece maliyetleri ve fiyatları düşürmekle de bu dönem atlatılamaz. Sizin hareketinizi ağırlaştıran, hareket alanınızı daraltan karlılığınızı etkileyen işlerden uzak durmakta bir yöntemdir. Bu bazen amiral geminiz bile olabilir. En çok ciro getiren işiniz ya da biriminiz aslında sizin için bir çikolata kadar tatlı ama bir o kadar da zarar veriyor olabilir. Tüm alanlarda hizmet vermeye çalışmak yerine spesifik 3-4 konuda uzmanlaşmaya devam etmek, hasta portföyünüzü bu şekilde yönlendirmek, yeni dönemde atabileceğiniz en cesur adımlardan biri olabilir. Ekonomik daralma dönemleri kliniklerin kabuklarına çekileceği bir dönem değil aksine kabuk değiştirmeleri yani kendilerini yenilemeleri gereken bir dönemdir.


Krizin Uzakdoğu dillerinde “fırsat” demek olduğunu artık bilmeyen yoktur. Bu dönemde işletmeler çoğunlukla zorlama yöntemler ile bu ifadenin hakkını vermeye çalışsalar da yenilikleri gözden geçirip uzun vadeli çözümlere ve stratejilere odaklanmak yerine; günü kurtarmaya yönelik, “şunu da bir atlatalım ona sonra bakarız” mantığı ile büyük fırsatları kaçırdıklarına çoğunlukla şahit oluyoruz. Krizin gerçekten bir fırsata dönüşebilmesi için yaptığınız işi öncelikle gözden geçirmemiz gerekiyor. Hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya çalışmak işletmenizi hiçbir yere götürmeyecektir. Gerçek anlamda bir fırsat yakalamak istiyorsanız yaptığınız işi detaylı bir şekilde ele alarak konunun uzmanlarına başvurmaktan lütfen çekinmeyin.


Risk algısı çok yüksek olan klinikler hemen değişemiyor.

Sadece sunduğunuz seçeneklerde değil, hizmet süreçlerinde de inovasyon yapmak başka bir alternatif olarak görülmelidir. Aynı hizmetleri sunabilir ancak işin süreçlerini değiştirebilirsiniz. Süreç değiştirmek gerçekten de kolay bir iş değildir. Değişim isteyenler gerçekten değişmek istese de süreçler çok uzadığı için her şey beklemede kalıyor. Eski alışkanlıklarımızı devam ettirme isteği her zaman üzerimizde bir baskı oluşturacaktır. Süreçlerden kastımız işlem/uygulama/tedavi ile birlikte bunların dışındaki her şeyi kapsıyor. Bu bazen bir odanın yerini değiştirmek olabileceği gibi, bazen de odanızdaki masayı kaldırmak olabilir. Kliniğin yemek düzeninden, çalışma saatlerini farklılaştırmaya kadar pek çok seçenek ve alternatif olduğunu düşünmeniz gerekiyor. Bu tamamen spesifik olarak sizin kliniğinize bağlı öznel bir durumdur.


Klinik Yönetim Danışmanlığı İnovasyon

Her yenilik mutlaka tepki getirecektir. Bu baskıyı da göğüslemeye hazır olmak gerekiyor. İnovasyon sürecini, oku fırlatmaya hazır yayın gerilmesi gibi düşünmek pek yanlış olmaz. Daha uzağa gidebilmek için yayı iyice germek, konsantre olmak, sadece hedefe odaklanmak, gerdiğiniz yayın başta kolunuza olmak üzere tüm bedeninize yaptığı baskıya da karşı koymak gerekiyor. Evet yayı gererken titreyeceksiniz, korkacaksınız, belki elinizden düşüreceksiniz, belki gücünüz yetmeyecek ama bütün bunların nedeni hayalleriniz ile isteklerinizin tam olarak yaptığınız şey ile örtüşmemesinden kaynaklanıyor. Burada öncelikli yapılması gereken hedeflerin gözden geçirilmesi olacaktır. Neden bir ok hakkınız olsun ki? Neden ilk seferde hedefe vurmak zorunda olasınız ki? Bu baskıyı daha çok deneme ile daha küçük hedeflere daha kararlılıkla, daha kısa zamanda ulaşmaya çalışarak üzerinizden atabilirsiniz. Dikkat etmemiz gereken konu küçük hedeflerin, sizi büyük hedeflerinizden uzaklaştırmaması olmalı. Günü kurtarmakla uzun dönemli stratejik planların arasındaki farklılık tam da bu noktada yer alıyor. Yemek yer gibi, küçük küçük lokmalara bölerek sindire sindire ilerlemelisiniz? Tabağındakilerin hepsi bitecek (Anne sözü)


Tekrar altını çizmek gerekirse; hayatta kalabilmenin yolu daha güçlü bir klinik olmak değil, değişen koşullara uyum sağlama becerisi göstermektir. Uyum sağlamak için de doğal hayatta olduğu gibi, kliniklerin sürekli olarak kendilerini yenilemeleri gerekir.


İnovasyonun olmazsa olmaz özellikleri nelerdir?

  • İnovasyon sürekliliği olan bir sistem olmalıdır. Bir kere “çağı yakaladım” demek ne kadar mantıklı! Yakaladığımızı sandığımızda zaten çağ bizden ileriye gitmiştir.

  • İnovasyon için yaratıcı bir fikir olmasına gerek yoktur. İnovasyonun çıkış noktası yaratıcılık olsa da, bir fikri hayata geçirmekte inovasyon sayılmalıdır.

  • Hangi konuda inovasyon yapıyorsak yapalım hizmet, pazarlama ya da bir yaklaşım değişikliği ortaya çıkan sonuç gerçek bir değişim olmalıdır. İnovasyon ziyaretçilerimiz için bir çözüm olacak şekilde olmalıdır.

  • İnovasyon bir analiz sonucuna dayanmadan yapılamaz. İyi bir fikir inovasyon değildir. Mutlaka sağlam bir dayanağı olmalıdır.

  • İnovasyonun iki taraflı ve çözüm odaklı bir sistem olması gerekir. İnovasyon gerçekleştirilen konu ya da hizmetin ziyaretçiler açısından beğenilmesi ve talep görmesi klinik için karlı bir dönüşüm gerçekleşmesini sağlayacaktır. Kazan kazan ilkesi inovasyonun temel taşıdır.


İnovasyon bir icat mıdır?

Her inovasyon bir icat değildir. İnovasyonu bir felsefe gibi düşünmek gerekir. İnovasyon bir şeyin geliştirilmesini iyileştirilmesini ileri götürülmesini kapsamaktadır. Bu fiziki bir ürün olabileceği gibi bir işin akışı, bir düşüncenin temelden değişikliği de olabilir.


İnovasyon yapmak için destek almalı mıyım?

İnovasyon yapmak için destek almaya ihtiyacınız yok. İnovasyonu sürekli kılabilmek için destek almaya ihtiyacınız var. Öncelikle her şeyi tek başınıza yapabileceğinizi düşünme fikrinden uzaklaşarak ilk adımı atabilirsiniz. Düşüncelerinizdeki dönüşüm ve gelişim de önemli bir inovasyondur. Çağı yakalamak isteyen herkes kendini ve çevresini bu konuda geliştirmelidir.


Peter Drucker’ın bilimsel makalelerinden yola çıkarak konumuzu noktalayabiliriz. İşletmenin amaçlarına ulaşması için iki konuda sürekli devamlılık ve gelişim kaydetmek durumundayız. “İnovasyon ve Pazarlama”


İnovasyon bir süre için yapılması gereken bir görev değil, klinikler için bir yaşam biçimi olmalı.


Profesyonel Klinik Yönetimi Danışmanlığı

"Mutlu Klinikler, Mutlu Misafirler"




Komentáře


bottom of page